Geçtiğimiz günlerde güzel Batı Trakya’mızın Rodop dağlarında asırlardır devam eden bir kültür etkinliğimizin çeşitli sebeplerden dolayı önüne ket vurulduğunu gördük. Oysa bu kültür geleneğimizin kökleri 600 yıla aşkın bir tarihe dayandığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Seçek Şenlikleri, Rumeli’nin fethini kutlamak için savaş dönemleri hariç 700 yıldan uzun süredir Batı Trakya’daki bölge halkı tarafından kutlanılan geleneksel bir şenliktir. Zamanında Osmanlı askerleri burada konaklamış, fetih sonrası kutlamalar yapmış ve birbirilerine güreş tutmuşlardır.
Her sene Ağustos ayının ilk haftası yapılan kutlamalar için Azınlık Seçek Eğitim ve Kültür Derneği tarafından bir Seçek Ağası seçilir. İlk gün Seçek ağasının köyünde kutlamalar yapılır, bazen konserler verilir. İkinci ve üçüncü gün Seçek Yaylası’na çıkılır. Burada farklı ülkelerden gelen güreşçilerle güreşler, koşu yarışları, futbol turnuvaları yapılır; yemek, tatlı, eşya, oyuncak satan satıcılarla dolar. Dolayısıyla bu gelenek artık her yıl, Seyyid Ali Sultan Dergahı Koruma Heyeti ile Seçek Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği ve bölge halkının katkılarıyla gerçekleştirilmektedir.
Ancak hepimizin bildiği üzere geçtiğimiz yıla dayanan ve bu yıl patlak veren Seyyid Ali Sultan Dergahı Koruma Heyeti ile Seçek Azınlık Eğitim ve Kültür Derneği arasındaki gerginlik ve beraberindeki gelişmeler bu yılki Seçek Şenlikleri’nin Mehrikoz köyü Futbol sahasına alınmasına neden oldu. Burada da Seçek Şenlikleri kültürel etkinlikleri halkın yoğun katılımıyla gerçekleşmiş oldu. Zaten Batı Trakya ve bölge hakına da yakışan buydu.
Bu arada yazımda özellikle imtina ettiğim bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum; Belki sizler de farkına varmış olacaksınız ki, hiç bir dini inanç ve etnik kökenden bahsetmemeye özen göstermeye çalıştım.
Başta Seçek şenlikleri ve diğer bölge halkının gerçekleştirmeye devam ettiği bu faaaliyetleri, Türk-İslam kültürünü, inançlar bütününü içinde barındıran, aynı dinden kardeşlerimizin yerine getirdikleri inançların bir parçası olarak görüyorum. Bu noktada bölge halklarının ortak inanç noktaları ve ortak paydalarımızı Allah’ın birliğine, Kuran-ı Kerim’e ve Hz. Peygambere inanmak şeklinde sıralayabiliriz.
Yukarıda belirtmek istediğim dini inançlar üzerine oynanmak istenen bazı kirli oyunlar olduğunu hepimiz görüyoruz. Bizlerin burada yaşayan bir toplum olarak böyle ‘ayrıştırıcı’ oyunların oyuncağı olmayarak, akıllı ve sağduyulu hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu ve benzeri oyunlar, bedeli ağır olan bizleri ‘yok’ etmeye yönelik en çirkin oyunlardır.
Batı Trakya Türk Azınlığı olarak bugüne kadar gerçekleştirilen sosyal etkinliklerimize baktığımızda kendi inançlarımız doğrultusunda, hiçbir etnik yada dini inançlarda ‘ayrıştırmaya’ yol açacak içerikte olmadığı gibi, her zaman bütünleyici ve bölge halkını kucaklayıcı faaliyetler ekseninde yapıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Dolayısıyla Evlad-ı Fatihan’ın soyundan gelen biz Balkan Türkleri’ne de bu yakışır.
Artık Azınlığımızda zaman; geçmişte de olduğu bugün de bütün canlar, nefeslerle birlik olma zamanıdır.